Faydalı Pratik Bilgiler | Bilgisiz Kalma

Maniler

  • Mayıs 2, 2023
  • 19 min read
Maniler

Karşıda ala inek
Tüyleri benek benek
Boğazımdan geçmiyor
Yârsız yediğim yemek

Çaya inesim geldi
Şeker yiyesim geldi
Ala gözlü yârimi
Gene göresim geldi

Ak koyun kuzusuna
Gün tutmuş postusuna
Ne desen de ağlasam
Alnımın yazısına

Bostanlarda fasulye
Anam gitti gezmeye
Ben anamdan öğrendim
İnce boncuk çizmeye

Çapa kazarım çapa
Hayrola da hayrola
O kız bana yâr ola
Yâr olmazsa can ola

Mektup yazarsan yârim
Koy kibrit kutusuna
Bizim oradan geçerken
At evin arkasına

Alan düzün yolları
Tahtadan tahtaya mı?
Yâr bizim buluşmamız
Haftadan haftaya mı?

Ayağımda yemeni
Altı yok üstü yeni
Babam köye kız vermez
Yeminlidir yeminli

Avlu dibinde keser
Bizim köye yel eser
Bizim köyün kızları
Hem eserdir hem güzel

Derebaşı göl oldu
Koptu geldi sel oldu
Çaykara, Kondu, Taşhan
Nerdeysen Of’a geldi

Mevlâm verdi rahmeti
Rahmeti bereketi
Nerden bilsin cahiller
Yaptığı felaketi

Dedim aman darılma
Sormam onu bir daha
Dedi olan olmuştur
Çare yok olacağa

Dedim beni bağışlar
Başlarsam konuşmağa
Dedi hiç affı yoktur
Gömer seni toprağa

Dedim günah mı olur
Adını desen bağa
Dedi herhal Türkçen kıt
Anlatamadım sağa

Derdim çok yakışacak
Beline sarsan kuşak
Dedi benle uğraşma
Başın kaşındı uşak

Ağlarım Çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerimden yaralıyım
Gülerim Çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi

Bir türlü atamadım,
İçimdeki darlığı
Ya gelip bana sorun,
O kara sevdalığı.

Tası yok tası yok
Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok

Bugün durup dururken,
Düşündüm kara kara
Sevip de alamadım
Vardır kalbimde yara.

Dağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana

Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca

Hıçkırık tuttu beni
Tuttu kuruttu beni
Elin oğlu değil mi
Gitti unuttu beni

Bir düğünde oynarken
Birbirini taşlardık.
O kötü sevdalığa
İşte böyle başladık.

Dağlarda gezer oldum
Okuyup yazar oldum
Ben bir güzel uğruna
Kuruyup gazel oldum

A benim bahtıyârim
Gönülde tahtı yârim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yârim?

Şu iznik yanmış derler,
Bir ucu kalmış derler,
Bizi çekemeyenler,
Yar senden caymış derler

Çileli yar çileli,
Gezdir sen bahçeleri,
Ne müşkül sevda imiş,
Uyutmaz geceleri

Saçlara bak saçlara,
Demek urganı gibi,
Öyle bir yar sevmişim,
Bahçe fidanı gibi

Akköy güzeldir amma,
Yolu çamur olmasa,
Yakarım Akköy’ünü,
İçinde yar olmasa.

Sabah oldu kalkmaz mısın?
Tan yerine bakmaz mısın?
Sen Allah’tan korkmaz mısın?
Uyan vakti zahir oldu

Ulu camii direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşım börek ister

Efendi canım efendi
Cümle alemler beğendi
Sana derim Mehmet Efendi
Bayramın mübarek olsun

Biz bir aydır gezeriz
Bayramda şenlik ederiz
Burada kapı birdir ama
Bahşişi çifte isteriz

Tavadaki kediler
Miyav miyav dediler
Daha çok yazacaktım
Kalemimi yediler

Denizin dibi derin
Üstüne halı serin
Sandık sepet istemem
Beni sevdiğime verin

Bostanlarda aşlama
Aşlamayı taşlama
Ben askere giderken
Ağlamaya başlama

Ay gelir aydan beri
Çay gelir dağdan beri
Ben yârimi görmedim
Bir buçuk aydan beri

Kayadan indirmişler
Trene bindirmişler
Kara saçlı yârimi
Gurbete göndermişler

Bahçenizde gül var mı?
Gül altında yol var mı?
Gel gidelim sevgilim
Annenden izin var mı?

Şu giden kimin oğlu?
Paltosu da ak kolu
Dönüp bana bakmıyor
Sanki vezirin oğlu

Kayalar yarılmasın
Yâr bana darılıp da
Yâr bana darılıp da
Ellere sarılmasın

Damda kırat harlıyor
Kapıları parlıyor
Aşmış yengem geliyor
Beyaz mendil sallıyor

Bahçelerde maydanoz
Tutam tutam yoldunuz
Bizim küyün kızları
Yeni moda oldunuz

Bahçelerde bal kabak
Açılır tabak tabak
Beni beğenmez iken
Aldığın maytaba bak

Kapıları kepenkli
Kız gülüşün ne tatlı
Seni bana yar etmezler
Anan kafir inatlı

Tütün içtim lüleden
Benim yârim Günye’den
Biricik biricik baş olmaz
Hoş geldiniz cümleden

Irmak coştu kül oldu
Yârim sana ne oldu
Olan oldu a gülüm
Düşmanlar sebep oldu

Dam kapısı açıldı
İnce boncuk saçıldı
Yar kapıdan girince
Gözüm gönlüm açıldı

Gökte yıldız niniynen
Köçek oynar ziliynen
Ayağına taş batmış
Siliyor mendiliylen

Elinde demir arak
Mektup göndersem ırak
Cebimdeki tarağın
Bana yadigar bırak

Titretin ışıkları
Çalıver kaşıkları
Yürü renim yürü
Kavuştur aşıkları

Karanfilim kırk yaprak
Kırkına vurdum dayak
Senin yârin varmış
Ben oldum oturak

Dağlarda olur keklik
Kızlar giyer eteklik
Hani beni alacaktın
Nerede kaldı erkeklik?

Maşa maşaya benzer
Maşa şişeye benzer
Gidi gavurun kızı
Kösnük eşeğe benzer

Deniz çoştu göl oldu
Yârim sana ne oldu
Benim sana yandığım
Memlekette şan oldu

Sergenlerde çekirdek
Bostanlarda bitecek
Ben isterim babamdan
Dört davul sekiz köçek

Seher yeli her yerlerden serindir
Yardan ayrılanın derdi derindir
Ağlama güzelim dökme yaşını
Gider de gelirim Mevla kerimdir

Yüce dağ başında seni beklerim
Yüküm yıkılınca gene yüklerim
Kömür gözleri sevdiğim yârim
Senden ayrılalı arttı dertlerim

Entarisi ak yârim
Yakaları pak yârim
İşte gelin gidiyom
Doya doya bak yarim

Deniz dibi minare
Dalga vurdu kenara
Yeni zaman kızları
Bu yıl olmuş avare

Ayakkabım var benim
Ayağıma dar benim
Emirdağ’ın içinde
Ela gözlü yar benim

Ambar altında çocuk
Bacakları küçücük
Benim sevdiğim oğlan
Dünyalarda biricik

Yayladan mı geliyon
Sırtında ki yayık mı?
Sağa ayakkabı verdim
Ayağındaki çarık mı?

Altını bozdurayım
Sıraya dizdireyim
Elma armut değilsin
Cebimde gezdireyim

Üzüm koydum sepete
Yâr oturur tepeden
Ben bir yeni yâr sevdim
Şan olsun memlekete

Arabanın tekeri
Hem ileri hem geri
Benim de bir yârim var
Oruçlar’ın şoförü

Oy yaylalar yaylalar
Otunu yesin mallar
E kız senin yüzünden
Nedir çektiğim hallar

Evlerinin önü çırpı,
Değiştirelim birki birki,
Benim ağamın kürkü de iki,
Biri sansar birisi tilki.

Gemi geliyor gemi
Denizi yara yara
Alacağım kız seni
Başına vura vura

Evlerinin önü tura,
Davulcu geldi vura vura,
Benim ağamın hanesi bura,
Ramazanın mübarek ola.

Alim orak biçiyor,
Suyu nerden içiyor?
İkindinin güneşi,
Mor fesinden geçiyor.

Bahçe kapısını açtım,
Ben açtım da sen kaçtın,
Sevda nedir bilmez idim,
İki gözümü sen açtın.

Karaburun karaburun,
İki bakkal bir fırın.
Arpa ekmeği yiye yiye,
Ne ağız kaldı, ne burun.

Elma aldım Van’dan,
Severim seni candan,
Bir mektup yazdım,
Gözümden akan yaşlan.

Ben bir karabiberim,
Yuvarlanıp giderim,
Çok konuşma kaynana,
Oğlun alır giderim.

Van yolu incedir,
Ne karanlık gecedir,
Kuşlar kurbanız olam,
Yarim hali nicedir.

Ellerim eriş idi,
Kalemim gümüş idi,
Daha çok yazacaktım,
Parmaklarım üşüdü.

Su gelir lüle lüle,
Yar gelir güle güle
Beyaz mendil elinde,
Terini sile sile.

Elma attım denize,
Gidiyor yüze yüze,
Enişte kurban olum,
Ablayı gönder bize.

Damdan, dama ip gerdim,
İpekli mendil serdim,
Vallahi hanım teyze,
Oğluna göğüs gerdim.

Damda otlar bitmez mi?
Süpürmekle gitmez mi?
Gel gurbet ilden yarım,
Bu hasretlik bitmez mi?

Ay doğar sini sini,
Ben sevdim birisini,
Cellat boynumu vursa,
Söylemem doğrusunu.

Ay doğar bedir Allah,
Bu ne sevdadır Allah?
Ya benim muradım al,
Ya bana sabır Allah.

Deniz üstünde minder,
Yüzün yüzüme döndür,
Eğer yüzün dönmezsen,
Kuşlardan mektup gönder.

Karanfil ektim duvara,
Bülbül gele suvara,
Evvel kadrin bilmedim,
Sonra oldum divane.

Karanfil kutudadır,
Ela göz uykudadır,
Sen esme deli gönül,
Murat veren Huda’dır.

Mektup Van’a var da gel,
Yardan haber al da gel,
Bir iken iki olduk,
Üç olunca sor da gel.

Dut ağacı burulur,
Dilinde su durulur,
Eller yârim dedikçe,
Benim boynum bükülür.

Değirmen dönmez oldu,
Selamın gelmez oldu,
Selamın gelmeyeli,
Gül yüzüm gülmez oldu.

Ağaçlar dikili kaldı,
Yakam sokulu kaldı,
Bu yörede bir yare,
Gönlüm takılı kaldı.

Ekin ektim gül bitti
Dalında bülbül öttü
Ötme bülbül
Yarim askere gitti

Keklik gelir seke seke
Ayağında gümüş taka
Ben yarimden ayrılmazdım
Ayırdılar çeke çeke

Camiler medreseler
Yarim gelir deseler
Tende bir canım kaldı
Veririm isteseler

Masa üstü pekmez
Bu pekmez bana yetmez
Memleketimin kızları
Altınsız gelin gitmez

Çeşme başın beklerim
Vay benim emeklerim
Eller yârim dedikçe
Sızlar kemiklerim

Uzun kavak özün var
Dallarında üzüm var
Evde yaren dururken
Niçin elde gözün var?

Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Feleğin devri dolsun
Çapraz bağladı beni

Zeytinyağı şişesi
Ak gülün neşesi
Oturmuş yazı yazar
Ciğerimin köşesi

Deniz dibinde börek
Yine ah çekti yürek
Her şeylere dayandın
Buna da dayan yürek

Karadağ’da kar kalmadı
Yüreğimde yağ kalmadı
Daha yazacağım çok idi
Mektubumda yer kalmadı

Duman bastı dağlara
Yayıldı ovalara
Ela gözlü Eminem
Geldi mi buralara?

Damda kırat beslerim
Ben izmirli isterim
Onu bana verseler
Şekerle beslerim

Gül ektim ocak ocak
Devşirdim kucak kucak
Elin gülü kurumuş
Senin ki de domurcuk

Fırın üstünde fırın
İnekler geri durun
Güzel yârim geliyor
Altın sandalye kurun

Şu raftaki siniler
El vurdukça iniler
Köyümde bir yiğit var
Haftada yar yeniler

Kara tavuk tepeli
Kulakları küpeli
Beni everiyorlar
Şimdi kızlar şüpheli

Dağdan kestim çınarı
Çınarın dalı sarı
Ağlamaktan kurudu
Gözlerimin pınarı

Dama çıkasım geldi
Çadır kurasım geldi
Çadır değil muradım
Seni göresim geldi

Elimde sarı kağıt
Ağlarım saat saat
İşte ben gidiyorum
Oturun rahat rahat

Karşıda gördüm seni
Gül mile derdim seni
Gözüme güvenmezken
Yadlara verdim seni

Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Senelerce görmesem
Yine unutmam seni

Havuzum dört köşeli
İçi mermer döşeli
Sararıp soluyorum
Ben bu aşka düşeli

Eğmeler eğmeleri
Beğenmez değmeleri
Yeni fistan diktirdim
Alırsın düğmeleri

İki dalda bir kiraz
Biri al biri beyaz
Katip kölen olayım
Bir güzel de bana yaz

Minarede ezan var
Has bahçede gezen var
Şu Düzce’nin içinde
Yüreğimi ezen var

Ladik halı mısın?
Elmas yarası mısın?
Her gelen seni sorar
Bağdat valisi misin?

Rafta duran siniler
El vurmadan iniler
Yâr aklıma geldikçe
Kulaklarım çınılar

Pencerede sarmaşık
Sormadan oldum aşık
Yâr kapıdan girince
Elimden düştü kaşık

Sarı ipek bükerim
Gergefimi işlerim
Küçüklüğüme bakmayın
Ben de sevda çekerim

Sandık üstü gezerim
Üstüne gül dizerim
Zengin evin kızıyım
Gurbet elde gezerim

Su gelir bende gelir
Güzeller fendi gelir
Selam edin yârime
Gelmezse kendi bilir

Siyah saçın örgüsü
Yüreğimde sevgisi
Arayıp da bulduğum
Bu da Hüda vergisi

Ufacık fiske taşı
Yandı yüreğimin başı
Ne yârimden haber var
Ne dindi gözüm yaşı

Tüfeğim dolu saçma
Gel yârim benden kaçma
Yedi yerde yaram var
Bir yare de sen açma

Oldum ben pek avare
Gidin söyleyin yâre
Gençliğime acısın
Yakmasın beni nare

Limonu soyamadım
Konsola koyamadım
Ne ılık kanın varmış
Ben sana doyamadım

Pencere parmağına
Düştüm yârim ağına
Bir sofrada olursak
Çay koysam bardağına

Ufacık iğnesine
Mailim cilvesine
Ben yârime kavuştum
Darısı cümlenize

Şu dağlar kireç olsa
Duvarı erkeç olsa
Güzel çirkin aramam
Sevdiğim güleç olsa

Şu dağlar kireç olsa
Duvarı erkeç olsa
Güzel çirin aramam
Sevdiğim güleç olsa

Yaylaların yoğurdu
Seni kimler doğurdu?
Seni doğuran ana
Bal ile mi yoğurdu?

Çapa vurdum pancara
Teslim ettim kantara
Hile yapma kantarcı
Basmam artık mantara

Uykum geldi esnerim
Yar sinemde beslerim
Yedi türlü meyveyi
Bir manide isterim

Bahçelerde badırcan
Ben askere yazılcam
Ben askerden gelince
Gerdan benli kız alcam

Bizim köyün kızları
Sürmelidir gözleri
Gözlerine bakarken
Kaçırdım öküzleri

Ay doğar elek gibi
Gün doğar melek gibi
Şu karaman kızları
Turfanda kelek gibi

Ayva günde pişer mi?
Al yanaktan düşer mi?
Bir sevip bir ayrılmak
Şansımıza düşer mi?

Ayakkabım var benim
Ayağıma dar benim
İstanbul’un içinde
Elâ gözlü yâr benim

Toprağında taşında,
Benleri var kaşında,
Sen bahar içindesin,
Bense ömrüm kışında.

Ayrılık var, ölüm var
Bu dünyada zulüm var
Ben burada eylenmem
Yol gözleyen gülüm var

Entarinin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Bu mendil senin olsun
Sil gözünün yaşını

Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni,
Çarkın kırılsın felek,
Çarka bağladı beni.

Ben bahçeyi kazamam
Kalemim yok yazamam,
Vallahi tövbeliyim
Ben tövbemi bozamam

Penceremde tül perde
Perdenin ucu yerde
Yürek oynar can titrer
Yâri gördüğüm yerde

Keten gömlek giyemem
Değme yari sevemem
Ben güzel bir yâr sevdim
Utanırım diyemem

Ayakkabım var benim
Yerler çamur olmasa
Çok canlar yakarım
Yaşım ufak olmasa

Arabası aynalı
Şu oğlana varmalı
Oğlan pek güzel amma
Anası olmamalı

Dereler çakıl taşı
Ördekler yeşil başlı
Ben bir yâr sevdim
Al yanaklı çatık kaşlı

Leblebi koydum tasa
Doldurdum basa basa
Benim yârim çok güzel
Azıcık boydan kısa

Mani mani peşine
Baş şu feleğin işine
Yâre benzer aradım
Rastlamadım eşine

Oy gazeli gazeli
Dağlar çeker nazeli
Orta yerde oynuyor
Annesinin güzeli

Bahar gecesi misin?
Aşkın hecesi misin?
Misk gibi kokuyorsun
Çiçek bahçesi misin?

Maşrapanın kalayı,
Kızlar çeker halayı,
Allah için söyleyin,
Var mı aşkın kolayı?

Yüzümde çifte benler,
Hayran oldu görenler
Bilmem nasıl vazgeçe.,
Sana gönül verenler.

Yıldırım vurdu bizi,
Dal gibi kırdı bizi,
Araya girdi düşman,
Dağlar ayırdı bizi.

Su içtim kana kana,
Sular akar ne yana,
Yüzün bir gün görmedim,
Bilmem gidem ne yana,

Dut yedim tuttu beni
Yârim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tuttu beni

Koyunum var karaman
Kaybolursa araman
Ben bir çiftçi kızıyım
Şehirliye yaramam

Hey hızara hızara
Dalda elma kızara
Beni sana vermezler
Başka yerden kız ara

Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılmasın

Kuş kafese girmiyor
Buna aklım ermiyor
Hiç boşuna ah çekme
Annem beni vermiyor

Mendil aldım onbeşe
Onu serdim güneşe
Gitti yârim gelmedi
Beni aldı telâşe

Dağda tavuk kümesi
Başında allı fesi
Oğlanlar vezir olsa
Yine kızın kölesi

Bağa girdim üzüme
Gel izime izime
Oğlan yanıma geldi
Gurban ettim yüzüme

Pek salınarak gidiyor
Kervansaray bayırı gibi
Yârim sakal koyurmuş
Dinekbağı çayırı gibi

Sepet sepet üzüm var
Benim sende gözüm var
Senden başkası haram
Dünya ahret sözüm var

Taş dönmüyor dönmüyor
Taştan bulgur inmiyor
Evler kız ile dolu
Biri benim olmuyor

Koyun keçi, otlatırım
Yükseklerden atlatırım
Verseler benim yârimi
Düşmanları çatlatırım

Yüzümde çifte benler,
Hayran oldu görenler
Bilmem nasıl vazgeçe,
Sana gönül verenler.

Maşrapanın kalayı,
Kızlar çeker halayı,
Allah için söyleyin,
Var mı aşkın kolayı?

Duvağı telli gelin,
Gümüşten elli gelin,
Buğulu gözlerinden
Sevdiğin belli gelin.

Yıldırım vurdu bizi,
Dal gibi kırdı bizi,
Araya girdi düşman,
Dağlar ayırdı bizi.

Gün kavuştu ırakta,
Gözüm karada akta,
Herkesin yari geldi,
Benim yarim uzakta.

Ekin ektim düzlere Diken oldum gözlere
İşte ben gider oldum
Burası kalsın sizlere

Toprağında taşında,
Benleri var kaşında,
Sen bahar içindesin,
Bense ömrüm kışında.

Karşıdaki gök ekin
Aldırdım elimdeki
Her gelen benzim sorar
Sormazlar kalbimdekim

Gelin geldi evimize
Şenlik kuruldu köyümüze
Hoş geldin allı gelin
Sefa geldin pullu gelin

Eğer gelinim iyi olursan
Bizde seni överiz
Kötü olursan gelinim
Hepimiz de döveriz.

Kızım kınan kutlu olsun
Güzel dilin tatlı olsun
Çağırın gelsin kızın anası
Kızı gelin oldu görsün

Baban çarşıya vardı mı?
Alını yeşilini aldı mı?
Şu da kızıma dedi mi?
Haydi kızım kutlu olsun
Burada dilin tatlı olsun

Merdivenin altı kuyu
Kulaçladım aldım suyu
Kız ananın eski huyu
Haydi kızım kutlu olsun
Burada dilin talı olsun

Çağırın gelin kızın anası
Kızı geldin oldu göresi
Hani bu kızın anası
Önünde mumlar yanası
Çağırın gelsin kızın anası

Mercimek ektim bitti mi?
Ankara yolunu tuttu mu?
Durun bakın anasına
Kızını unuttu mu?
Haydi kızım kınan kutlu olsun
Hem orada, hem burada günü mutu olsun

Davulumun ipi kaytan,
Kalmadı sırtıma mintan,
Verin ağalar bahşişimi,
Alayım sırtıma mintan

Ne uyursun ne uyursun,
Bu uykudan ne bulursun,
Al abdesti kıl namazı
Cenneti alayı bulursun.

Yeni cami direk ister
Bunu söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşım börek ister

Kasaturam çelikten
Nam almışım felekten
Türk askeri korkar mı
Vatan için ölmekten

Şu dağdan kuş uçmaz mı?
Askerlik yakışmaz mı?
Ağlamayın anneler
Ayrılan kavuşmaz mı?

Kazan kaynar taşmaz mı?
Gün gedikten aşmaz mı?
Sen kayırma sevgilim
Ayrılan kavuşmaz mı?

Dolaba fincan koydum
İçine mercan koydum
Çiğdem ablanın adını
Biricik narım koydum.

Armut daldan asılsın
Narımcığım nasılsın?
Senin bu güzelliğin
Romanlara yazılsın

Mani maniyi açar
Mani sohbeti açar
Maniyi bilen kimse
Narımı alır kaçar

Dolaba sütü koydum
İçine nane koydum
Ben ablanın yanağına
Bir öpücük kondurdum.

Sarı gül, kırmızı gül
Ben yare verdim gönül
Yarimsiz yapamam ben
Ayırmayın beni ondan

Çamur onun başına
Bedasıla bel bağlar
Gel, çek bu ayrılığı
Gör nece yürek dağlar

Gül sarı bülbül sarı
Koynumda gördüm gördüm yari
Uyandım düş imiş
Ağlarım zarı zarı

Karanfil aldım handan
Sevdim seni candan
Yare mektup yazayım
Gözümden akan yaştan

Kaşların katar katar
Kirpiklerin ok atar
Yanağın dükkan açmış
Dudakların bal satar

GGiderim elveda
Yoluna canlar deda
Gidene gelmez derler
Kavuşturur Hak Hüda

Kaşların yaydır bana
Cemali aydır bana
Bir gün seni görmesem
Sanırım aydır bana

Şu dağlar bizim olsa
Her yanı üzüm olsa
Yarim yattığı yastık
O benim dizim olsa

Sarı yorgan yüzlerim,
Yüzler yüzler düzlerim,
Ne kaderim karaymış,
Asker yolu gözlerim.

Mektup verdim postaya
Haber gitsin kışlaya
Yarimden cevap geldi
Düğünümüz haftaya

Al ördek yeşil ördek
Kanadı meşin ördek
Künde bir çift gezerdim
Hani bugün eşim ördek

Bingöl aşağı çarşı
Dükkanlar karşı karşı
İçiyorsan zıkkımı
Kibriti cebinde taşı

Bingöl dört dağ içinde
Yanarım yağ içinde
Kim Bingöl’ü sorarsa
Birtanem var içinde

Mangal maşasız olmaz
Bingöl paşasız olmaz
Ankara’dan tel geldi
Kızlar kocasız olmaz

Karanfilin filizi
Kim bilir içimizi
Hafif bir rüzgar esti
Ayırdı ikimizi

Mani maniye geldim
Yoğurt yemeye geldim
Maksadım yoğurt değil
Yari görmeye geldim

Buradan baş aşağı
Belinde şal kuşağı
Her gün gel burdaa savuş
Çatlasın el uşağı

Şu Soma uzak
Yolları tuzak tuzak
Gönder yârim bir yumak
Öreyim sana kazak

Karanfili eğmeli
Ucu suya değmeli
Yârin hangi deyince
Göstermeğe değmeli

Su gelir merdin merdin
Su değil benim derdim
Ağaçlar kalem olsa
Yazamaz benim derdim

Dut ağacı değilim
Dut verici değilim
Kaldır oğlan şapkanı
Can alıcı değilim

Ay vurdu camdan cama
Ben durmuşum selâma
Geleceğim demiştin
Bekliyorum akşama

Keklik ne gezer taşta
Kudret kalemi kaşta.
Ben bugün yâri gördüm
Akıl ne gezer başta

Çeşme başı sarmaşık
Ben sana oldum âşık.
Sen aklıma gelince
Elimden düşer kaşık

Mendilimin ucuna
Sakız bağladım sakız
Doğru söyle sevgilim
Sever misin başka kız?

Tabakta karabiber
Üflesem yere gider,
Ağzı açık olanın
Elinden yâri giden

Yatma yeşil çimene
Uyur uyanamazsın,
Verme beni ellere
Görür dayanamazsın.

Dağlarda kar kalmadı
Gözlerde fer kalmadı
Daha yazacak idim
Mektupta yer kalmadı

Raftan aldım makası
Açtım gömlek yakası
Bizim evden görünür
Sevgilimin odası

Sandık dolu kestane
Sandık sandık üstüne
Söylediğim mâniler
Hepsi yârim üstüne

Kılıçözü zemzem akar
Bahçeleri gül kokar
Kırşehir’den başkasına
Aklı olan nasıl bakar?

Atlayıp geçti eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Haneye neşe geldi
Bu kız evin yakışığı

Karanfil kurutmadım
Yar seni unutmadım
Hatırını saydım da
Üstüne yar tutmadım

Bahçenin cücüğü
Severler küçüğü
Pek mi başın büyüdü
Gel gavurun çocuğu

Çayda çanak kırılmış
Kız oğlana vurulmuş
Oğlan almam dedikçe
Kız boynuna sarılmış

Çıktım obruk Dağı’na
Kar dizleyi dizleyi
Yaralarım azdırdım
Yar gözleyi gözleyi

Emek verip derdiğim
Askere gönderdiğim
Gayri dayanamıyom
Tez gel gönül verdiğim

Kırşehir adın ünlüdür
Bağın bahçen güllüdür
Elden ayrıdır insanın
Tatlı diinden bellidir

Almanya çiftlik gibi
Dumanı iplik gibi
Almanya’ya yar saldım
Kınalı keklik gibi

Irmaklar su akmıyor
Yâr yüzüme bakmıyor
Başka şehrin gülleri
Kırşehir gibi kokmuyor

Karşıda kara çalı
Kararıp durma çalı
Ben sana varır mıyım
Sümüklü sıracalı

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir